Cumhuriyet Halk Partisi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, CHP Kocaeli İl Başkanı Erdem Arcan, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan, Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan ve partililerle birlikte, Gebze’de yaşanan bina çökmesi faciasının sorumlularının ortaya çıkarılması amacıyla Gebze Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu.
“Gebze halkının sesi olmaya devam edeceğiz”
Gebze Adliyesi önünde basın açıklaması yapan CHP Kocaeli İl Başkanı Erdem Arcan, “Gebze’de yaşanan bina olayıyla ilgili en başından beri biz halkımızın yanında olacağımızı, ailelerin yanında duracağımızı ve bu olayda Gebze halkımızın sesi olacağımızı söylemiştik. Bugün de sorumluların bulunması ve cezalandırılması adına Gebze Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunmak için buraya geldik. Suç duyurumuzu yaptık ve bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. Bu konuda CHP İl Başkanlığı olarak, CHP örgütü olarak üzerimize ne düşüyorsa yapmaya devam edeceğiz,” dedi.

“Bu ülkenin vatandaşlarının canı bu kadar ucuz değildir”
Arcan’ın ardından konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, “Gebze’de 29 Ekim’de 4 vatandaşımızı kaybettiğimiz çöken binayla ilgili il başkanlığımızın adliyede yapmış olduğu suç duyurusu için buradayız. Öncelikle şunu belirtmek isterim; sorumlular kimse, nereye kadar gidiyorsa gidilsin, yapılması gereken sorumlulardan hesap sormaktır. Bu ülkenin vatandaşlarının canı bu kadar ucuz değildir,” ifadelerini kullandı.
“Kocaeli, 15 gün arayla iki farklı facia yaşadı”
Karasu, konuşmasının devamında denetim eksikliğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Kocaeli, 15 gün arayla iki farklı facia yaşadı. Gebze’de çöken binada 4 vatandaşımızı kaybettik, Dilovası’nda yanan binada 6 vatandaşımızı kaybettik. Aslında bu iki olay, denetimsizliğin ve kontrolsüzlüğün ne boyutta olduğunu bizlere gösteriyor.

Bakın, Gebze’de metro inşaatına karşı değiliz. Elbette metro inşaatı yapılmalı, elbette vatandaşımızın faydasına ulaşım hizmetleri sunulmalı. Ama bunlar yapılırken öncelikle halkımızın, vatandaşımızın can güvenliği, mal güvenliği, sağlığı ön planda tutulmalıdır. 2017 yılında metro inşaatı ile ilgili bir rapor hazırlanıyor ve bölgede bulunan binaların tamamının kamulaştırılması gerektiği ifade ediliyor. Peki ne yapıyorlar? Bugüne kadar hiçbir adım atmıyorlar. Bina çöktükten, vatandaşlarımızı kaybettikten sonra şimdi binaları ve iş yerlerini boşaltmışlar.
Peki, 7 yıldır aklınız neredeydi? 7 yıldır burada gerekli kontrolleri, gerekli ölçümleri zamanında yaptınız mı? Buradan Ulaştırma Bakanlığı’na sesleniyorum: Beyefendinin 13 gündür sesi soluğu çıkmıyor. Ulaştırma Bakanı, bu metro inşaatı senin denetiminde, senin kontrolünde değil mi? Çıkıp kamuoyunu aydınlatıcı, bilgilendirici bir açıklamayı niçin yapmıyorsun? Bölgeye niçin gelmedin? İlk dakikadan itibaren gelmesi gereken sen değil misin? Metro güzergahında bir bina çöküyor, binanın altında 7-8 metrelik bir göçük oluşuyor ama senden ses yok, açıklama yok.”
“Görevini yapan kimse yok”
Karasu, yetkililere yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Günler geçti; ön incelemeyle ilgili herhangi bir rapor açıkladılar mı? Açıklayamazlar! Çünkü görevini yapması gereken hiç kimse görevini yapmamıştır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi görevini yapmamıştır, Ulaştırma Bakanlığı görevini yapmamıştır. Bu ülkenin vatandaşlarının canı bu kadar ucuz değildir.
İnsanda biraz utanma olur! 23 yıllık AKP iktidarı döneminde sellerde, depremlerde, göçüklerde, yangınlarda on binlerce vatandaşımızı kaybettik. Bir tane bürokrat, bir tane bakan, bir tane yönetici sorumluluk alıp da 85 milyondan utanarak istifa etmez mi? Etmiyorlar, çünkü biliyoruz ki tek yere bağlılar, tek yere hizmet ediyorlar, tek yerden talimat alıyorlar. Saray ‘istifa et’ dediğinde istifa ediyorlar, ‘otur’ dediğinde oturuyorlar, ‘kalk’ dediğinde kalkıyorlar.”
“Yönünüzü halka dönün”
Karasu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Yönünüzü, yüzünüzü halka dönün! 85 milyon açlıkla, yoksullukla, sefaletle ve can güvenliğiyle sınanıyor. 18 yaşın altındaki çocuk işçiler çalıştırılıyor, sigortasız işçiler çalıştırılıyor, insanlarımız ekmek parası için fabrikalarda can veriyor. İnsanlarımız evlerini terk edemiyor, çürük olduğunu bildikleri binalarda oturmak zorunda kalıyorlar.
Bu bölge bir deprem bölgesi. Bugün güzergâhı gezdik, boşaltılan binaları gördük. 23 yıldır ‘çürük’ raporu verilen binaların bile önlemini almayan, boşaltmayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Sonra deprem oluyor, vatandaşlarımız bunun bedelini canıyla, malıyla ödemek zorunda kalıyor. Yetkililerin çıkıp özür dilemesi, hem de yargı önünde hesap vermesi gerekiyor.”
