İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu ve TTB Kocaeli Tabip Odası, Dilovası’nda 3’ü çocuk 6 işçinin hayatını kaybettiği iş yeri önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Avukat Elif Yetigin okudu.
Yetigin, 8 Kasım 2025’te iş yerinde yaşanan patlama ve ardından çıkan yangında 3’ü çocuk 6 kadın işçinin yaşamını yitirdiğini, biri ağır 5 işçinin ise yaralandığını hatırlatarak, hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise acil şifa diledi. “Olay yerinde yaptığımız inceleme ve iş yerinin eski çalışanları ile mahalle halkı ile görüşmelerimiz, bu katliamın göz göre göre yaşandığını ortaya koyuyor” dedi.

‘Şikayetlere rağmen işletmenin faaliyeti durdurulmadı’
Yetigin, iş yerinde gözlemlenen başlıca eksiklikleri tek tek açıkladı: Yangına dayanımı olmayan poliüretan panellerle inşa edilen bina, konutların arasına tehlikeli şekilde yerleştirilmiş yapılar, tek çıkış ve acil kaçış yollarının bulunmaması, çıkış kapısının önünde malzeme ve ekipman yığılması, yağmurlama sistemi ve yangın söndürme cihazlarının eksikliği, yangın algılama ve uyarı sistemlerinin olmaması. Ayrıca iş yerinde çocuk işçilerin çalıştırıldığı, çalışanlara yeterli eğitim ve ekipmanın sağlanmadığı bildirildi. Mahalle sakinleri, şikayetlerine rağmen işletmenin faaliyetlerinin durdurulmadığını söyledi.
Yetigin, güvencesiz ve kayıt dışı işlerde özellikle kadın ve çocuk emeğinin hedef alınmasının tesadüf olmadığını belirterek, “Bu eşitsizliği yaratan sistem, kadın ve çocukları merdiven altı işlerde sigortasız ve düşük ücretle çalışmaya mahkum ediyor. 2025 ‘aile yılı’ ilan edildi, ama kadınlar işte, sokakta, kampüste ölüme gönderiliyor” dedi.
‘Denetimsizlik ve cezasızlık zincirinin bir sonucudur’
Yetigin, İŞKUR hizmet binasının hemen yanındaki kaçak ve denetimsiz iş yerinin, devlet denetiminin yetersizliğini ve sömürünün geldiği boyutu gösterdiğini vurguladı. “Bu katliam, resmi makamların iddia ettiği gibi bir kaza değil, adeta planlanmış bir cinayettir. Denetimsizlik ve cezasızlık zincirinin sonucudur” diye konuştu.
İSİG Meclisi verilerine göre, sadece ekim ayında 169, yılın ilk on ayında ise en az 1737 işçi yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin en az 75’i çocuk işçi. Yetigin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Dilovası Belediyesi, Kocaeli Valiliği ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yöneltilmesi gereken soruları sıraladı: “Konutların arasında yanıcı ve parlayıcı maddelerle faaliyet gösteren bir işletmeye izin nasıl verildi? Denetimler yapıldı mı, yapıldıysa neden durdurulmadı? Çocuk işçi çalıştırılmasına neden göz yumuldu? CİMER’e yapılan şikayetler neden karşılık bulmadı? Bu işletmenin ruhsat ve itfaiye raporu var mı?”
Yetigin, sözlerini şöyle tamamladı: “Dilovası’da yaşanan bu katliamın hesabı sorulana, iş cinayetlerini önleyecek tedbirler hayata geçirilene, çocuk işçilik yasaklanana ve güvenli çalışma koşulları sağlanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Emek ve demokrasiden yana herkesi iş cinayetlerine ve çocuk işçiliğine karşı mücadeleye çağırıyoruz.”
