DÜNDEN YARINA GELECEK YAŞAM (8)

adminbati
adminbati
4 Min Okuma

       Endüstrileşme sürecinde toplum birbirinden farklı ama birbirine bağlı binlerce parçaya bölündü. Bilgi ,uzmanlaşmış disiplinleri bölündü. İşler, küçük parçalara ayrıldı. Aileler daha küçük çekirdek ailelere dönüştü. Bu durum , toplum yaşamı ve kültürünü de parçaladı. Yeni iş alanı ve ortamı yeni makam-mevkiler, unvanlar, hükümet biçimleri belirdi. Üretim araçları devletin elinde olsa da “devlet” bürokrasinin elindeydi. Endüstrileşme ve sözünü verdiği demokrasi asla birlikte olamazdı. Günümüz yeni uygarlık sürecinde tüm dünyada yeni yaklaşım öne çıkmaya başladı. Yönetime katılma, birlikte karar verme, üretenin söz sahibi olması vb. Böylece gücün merkezcilikten uzaklaşması için çabalandı. Yani seçkinler ve erk sahiplerinin gücü/kontrolü sarsılıyordu. Biraraya gelerek temsil etme yetkisi demokratik nitelik açısından önemli. Burjuva demokrasisi ve parlamenter sistem, kapitalist sınıfın kendi kazancını koruma mekanizması ve maskesidir…

Demokrasi kültürü ve bilinci ülke sınırları içinde ve dışında yaygınlaştıkça toplumsal iyileşme arttı.Seçme ve seçilme bir hak olarak, siyasal ve toplumsal arenada karar hakkına dönüştü.Demokrasi en geniş tanımıyla “halkın egemenliği “olarak tanımlansa da hiç bir dönem gerçek manada bu olmadı.Güçlülerin erk egemenliği her zaman sürdü. Seçimler de her zaman seçkinlerin işine yarar hale dönüştürüldü. Seçimler halkın gerçek mücadele dinamiklerini de pasifize ediyor. Önüne konulan adaylardan birini seç,mücadeleden vazgeç noktasına getirilen geniş halk kitleleri giderek baskıcı rejimlerle sus-pus edilir oldu .Ve üretici de tüketici de mutsuz olarak içinde yaşadığı siyasal iklimin kurbanı haline geldi.

Gelişen uluslararası yeni uygarlık sürecine ayak uyduramayanlar geçmiş dönem kültüre, birikimlere hasretle tutunup  fakat giderek yok olmaya yüz tuttular. Hatırlayalım endüstri toplumu yayılmaya başlamadan önce dünyanın çoğu bölgesi henüz ülkelere ayrılmamış, sağa çok kabile, klan, dük, prenslik, krallık vb. yerel birimler halinde bölünmüştür. Sınırları net değil, Devlet Hakları belirsizdir.

Politik kontrolün standartı yok. Voltaire derki:”Avrupa’yı dolaşırken, kanunların da atlar kadar sık değiştiğini gördüm.” Politik birleştirme olmadan ekonomik birleşme olmayacağı fikri dünyada Politik hatta kampkaşmayibda getirdi. Her sahada birleşmeye oldu Asjeri sahada NATO gibi… BM,OECD,OPEC vb… Ulusal bilinçlenme ile ulus devletler için bağımsızlık mücadelesi, milli savaşlar sahne aldı. Amerikan, Fransız devrimkerinden itibaren 19 yy. boyunca dünyanın Endüstrileşme sürecindeki bölgelerinde milliyetçilik tutkusu arttı. Şairler, tarihçiler, besteciler ulusal ruhu yüceltiyordu…

Modern ulus ,endüstri devriminin eseridir ki tek bir ekonomi üzerine  yerleştirilmiş, tek bir birleşik Politik otorite! Ülkeler ellerindeki pazarı ve siyasal otoriteyi genişletmeye çalışırken sonunda dil, kültür farkı ile toplumsal, coğrafi, stratejik engeller gibi sorunlarla karşılaştılar. Emperyalist emellerine askeri, ekonomik, kültürel sahada işgalci yayılım tutumlarıyla eriştiler. İşgal ettikleri yerler ve ülkelerde kukla devletler kurdurup kendilerine bağlı oligarşik hükümetler yarattılar. Bilinir ki hiç bir uygarlık çatışma, savaş olmadan yayılıp gelişemez. Sömürgeleştirilen ülkeler aslında kendi kendilerine yetecek ekonomik kaynaklara sahiptirler . Fakat bunun bilincinde değillerdi.

İngiliz politikacı Joseph Chamberlain, “İmparatorluk ticarettir” diyordu.Giderek ayran nufusun ihtiyacını karşılayamayan Avrupalı liderler;sömürgecilik yayılımı durduğu takdirde işsizliğin kendi ulkelerindebartacağindan bu durumun silahlı devrimlere yol açacağını biliyor bu korkuyu kuşaklar boyunca yayıp taşıdılar… Sömürgeciler, ne kadar ilerlemiş olursa olsun,tarımsal toplumları;ilkel ve gelişmemiş görüyor ve onları katletmeyi yönetiyordular… İngilizlerin,Fransızların, Almanların,Hollandalı dünyaya yaydığı ırkçı,dini,her türden propagandanın ardında;endüstri uygarlığı için dışarıdan ucuz kaynaklara okan ihtiyaçtı.Ve bu kaynakları akıtacağı tek ve birleşmiş bir DÜNYAj PAZARI gerekiyordu. Endüstri devrimi tüm Avrupa’da yayılınca dünya çapında devasa ticaret artışı oluştu.

Bu haberi paylaş
yorum Yap