NÜKLEER UYUTMA BAŞLIKLARI

Özgür Kaleözü
Özgür Kaleözü
6 Min Okuma

Değerli dostlar,

Bugün, gündemi meşgul eden yapay, önemsiz konular ve tartışmalar yerine, asıl önemli olana odaklanmanın önemine dikkatinizi çekmek istiyorum. Yani Stoacı yaklaşımın ülke gündemine ve siyasete uygulanması.

Düşünme, seçme ve yaşadıklarına tepki verme yeteneği, bizi insan yapan temel özelliklerimizdendir. Her birey, tıpkı bir parmak izi gibi eşsiz bir zihinsel yapıya ve duygusal dünyaya sahiptir. Bu nedenle, aynı olaylara ve koşullara karşı gösterilen tepkiler ve hissedilen duygular da kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir. Ancak bu duygu ve tepkilerin kontrolü ise kişinin sosyal yaşam içerisindeki başarısını etkileyen önemli bir faktördür.

Binlerce yıllık bir yaşam disiplini olan Stoacılık, duygusal tepkilerle değil akıl yoluyla erdemli bir yaşam sürmeyi amaçlayan bir felsefi gelenektir. Bu geleneğin temel ilkelerinden biri duygusal tepkilerden kaçınmak ve mantıksal düşünmeye öncelik vermektir. Stoacı disiplini hayatına uygulayan birisi, duyguların geçici ve aldatıcı olduğunu çok iyi bilir. Bu nedenle de olaylara nesnel bir şekilde bakabilmek için duyguları kontrol altında tutmaya çalışırlar.

Olayın yabancı bir isimle anılmasına rağmen esasında İslam dini içerisinde, hem ayet hem hadislerde de karşılığı olan, bizzat Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından da uygulanmış ve tavsiye edilmiş bir yaklaşımdır. Örneğin; Al-i İmran – 134’de “öfkesini yenenler ve insanları bağışlayarak onlar üzerindeki haklarından vaz geçenler” taltif edilmiştir.

Ebu Davud’da geçen “Biriniz öfkelendiğinde, ayakta ise otursun. Yine sakinleşmezse yanı üzere yatıversin” hadisi de öfke anında kendini daha pasif bir hale çekerek sakinleşmeye yönlendirmektedir. (Ebû Dâvûd, Edeb, 3) Yine, öfke anında abdest alınması, öfkelenilen kişiyle ilgilenilmemesi ve benzeri başka tavsiyelerde sünnet içerisinde yer almaktadır. Öfkenin insan aklını bulutlandırdığı anlarda muhakeme kaybı nedeniyle yanlış kararlar vermesi mümkün olduğundan, öfke hali geçene kadar herhangi bir yönde karar alınması ertelenmelidir.

Gündem Saptırma ve Stoacı Tepki

Yeniden odağımızı toplayacak olursak; gündemi gereksiz ve önemsiz konularla meşgul etmek, toplumun dikkatini asıl önemli olanlardan uzaklaştırmak için kullanılan bir stratejidir. Bu stratejiyi kullananlar, duygulara hitap ederek ve öfke, korku veya endişe gibi duyguları tetikleyerek insanların mantıklı düşünme yeteneğini zayıflatmaya çalışırlar.

Maalesef, yıllardır devam eden travmalarla pek çok noktada yaralanmış olan Türk Milliyetçileri bu stratejiden oldukça etkilenmektedir. Duygusal hassasiyetleri yüksek olan bu gruplar, gündemi meşgul eden konulara kolayca kapılır ve asıl önemli olanı göz ardı edebilirler. Demogogların en sevdiği insanlar; Stoacı yaklaşımdan habersiz, olaylar karşısında düşünsel değil duygusal tepkiler üreten, soyut kavramlara somut / nesnel verilerden daha fazla önem veren kişilerdir. Özellikle kendi varlığını vatan, din, ideoloji, vs. gibi soyut bir varlığın hizmetçisi ve kurbanı gören kişiler, bu kavramlar üzerinden objektiflikten çok uzağa düşürülebilmektedir.

Stoacı bir bakış açısıyla bu duruma yaklaştığımızda, duygusal tepkilerden kaçınmak ve olaylara nesnel bir şekilde bakmak gerektiği sonucuna varırız. Bu sayede, gündemi meşgul eden önemsiz konulara aldanmadan, asıl önemli olana odaklanabiliriz.

Stoacılığın Türk Milliyetçilerine Faydaları

Duygusal tepkilere karşı zihinsel bir aşı olarak gördüğüm Stoacılık, Türk Milliyetçilerine birçok fayda sağlayabilir:

Duygusal Tepkilere Karşı Direnç: Stoacılık, duygusal tepkilere karşı direnci artırır. Daha doğrusu insan olmanın doğal bir sonucu olan duygulanmaların karar ve tepki mekanizmasına olan etkisini kontrol altına almayı hedefler. Bu sayede Türk milliyetçilerin manipülasyona karşı daha dirençli olmalarını sağlar.

Mantıklı Düşünme: Stoacılık, duygusallığın insan zihninde oluşturduğu hormon fırtınasının insanın muhakeme yeteneğini nasıl etkilediğini çok iyi bilir. İnsanı bu hormon fırtınasının ortasında ve irrasyonel olarak değil, duygusal angajmanı asgariye çekerek, mantıklı düşünmeyi teşvik eder. Bu sayede milliyetçilerin daha sağlam ve objektif kararlar vermelerini sağlar.

Uzun Vadeli Düşünme: Duygusal angajmanın en önemli çıktısı mevcut bir etkiye tepki oluşmasıdır. Doğası gereği de tepkisel davranışlar hemen hiçbir zaman uzun vadeli planlamalar içermez. Kısa vadeli hatta çoğunlukla anlık kararları, söylem ve eylemleri doğurur. Stoacılık ise, uzun vadeli düşünmeyi teşvik eder ve bu sayede milliyetçilerin kısa vadeli çıkarlar yerine uzun vadeli hedeflere odaklanmalarını sağlar.

Sakinlik ve Metanet: Duygusal angajman ve hormon fırtınasından kurtulan akıl sakinlik ve metanet kazanır. Bu nitelikleri kazanan bir zihin ise kutunun dışından bakma, resme uzaktan bakma gibi adlandırabildiğimiz şekilde olaylardan kendini beri tutarak değerlendirmeler yapma yeteneği kazanır. Bu sayede Stoacı yaklaşım Türk milliyetçilerinin zor durumlarda daha sakin ve kontrollü davranmalarını sağlar.

Gündem Oltaları ve Nükleer Uyutma Başlıkları

Günümüzü meşgul eden ama aslında esas gündemi örtmeye yarayan konuları kendimce aşağıya sıraladım. Bu konular, ülkemizde temelde toplumun gerçeklerden uzaklaşması için kullanılan nükleer uyutma başlıkları. Lütfen bu konulara çok etkileşim vermeyelim ki; asıl önemli gündemimiz olan Türkiye’nin Türk Milletinin menfaatlerine yönelik şekilde yönetilmiyor olması ve Sığınmacı krizinin gündemdeki yerini koruyabilelim.

Nükleer Uyutma Başlıkları;

– Anayasa tartışmaları,

– Filistin başlıklı haberler

– Kayyum uygulamaları,

– Küçük – büyük dolandırıcılıklar ve yolsuzluklar,

– Yakalanan uyuşturucu haberleri,

– Sokak hayvanları başlıklı her yöndeki haberler ve yazılar,

– Popüler isimlere itibar suikastleri,

– Kürtçe / Arapça vb. dil kullanımları ile ilgili haberler

Bu başlıkların gündeme getirilmesi, ülkemizin temel sorunlarının üstünü örtme gayretinden başka bir şey değildir. Algılarımıza atılan birer gündem oltası, zihinlerimize atılmış birer nükleer uyutma bombasıdır. 

Peki bu listeye siz hangi uyutma başlıklarını eklersiniz? Önce bir kağıt kalem alıp kendinize not alın. Hangi başlığı gördüğünüzde anında tepki verme ihtiyacı hissediyorsunuz? Bu tepki bir emoji de olabilir, fiziksel bir eylem de olabilir. Sizi anlık tepkiye neler tetikliyor? Bu tetiklenmelerden bugüne kadar kaç kez olumlu bir sonuç çıktı?

Saygılarımla,

Bu haberi paylaş
yorum Yap