YALEZAN ‘’EĞİTİM DANIŞMANLIĞININ ÖNEMİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR’’

Batı Yakası TV
Batı Yakası TV  - Editör
11 Min Okuma

Test Education Centre’ın Kurucusu, Uluslararası Eğitim Danışmanı ve İngilizce Öğretmeni Fulya Yalezan, “Çocukların ve yetişkinlerin yurtdışı eğitim süreci”ni ve “Eğitim süreci dahilinde Türk ailelerinin yurt dışına göçü” çalışmalarını basın mensuplarıyla paylaştı.

Darıca Bayramoğlu’ndaki çalışma ofisinde basın mensuplarını kahvaltıda ağırlayan Fulya Yalezan, ülkemizdeki eğitim sistemi ve  yurt dışı eğitimler ile eğitim danışmanlığı hakkında çarpıcı tespitlerde bulundu. Yalezan, toplantıda şu bilgileri aktardı;

Çocuklarının Yurt Dışı Eğitim Sürecinde Onlara Eşlik Eden Ebeveynler

Çocuklarının meslek hayatlarına çok yönlü beceriler kazanarak hazırlanmalarını isteyen ebeveynler, yurt dışı eğitim seçenekleri için Eğitim Danışmanlık şirketlerinin kapısını çalıyor. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerini yurt dışındaki yatılı veya gündüzlü eğitim veren okullara yerleştirme ve üniversite danışmanlığı hizmeti sunan yerli kurumlar, akademik koçluğun yanı sıra öğrencileri pratik deneyimlerle de hayata hazırlamanın önemine dikkat çekiyorlar. Günümüzde çocuklarına dünya standartlarında bir eğitim sağlamak isteyen birçok ebeveyn, yurt dışındaki okul seçeneklerini değerlendiriyor. Özellikle ilkokul, ortaokul ve lise dönemindeki çocuklarının hem üniversite hem de kariyer hayatlarına çok yönlü deneyimlerle hazırlanması için danışmanlık şirketlerine başvuruyor.

Eğitim Danışmanlık şirketleri önemli hale gelmekte


Bu bağlamda, Yüksek Öğretim Kurumu’nun 15 Mart 2024’te yayınladığı yönetmelik değişikliğiyle; Türkiye’de orta öğrenimini tamamlayan öğrencilerin, öğrenimlerine başladıkları yıl itibariyle YÖK tarafından kabul edilen dünya üniversite sıralamalarının en az üçünde ilk 400’e giren yükseköğretim kurumlarından alınan diplomaların, Seviye Yeterlilik ve Belirleme Sistemi’ne tabii olmaksızın denk sayılacağı kararı, profesyonel Eğitim Danışmanlık şirketlerinin tercih edilme sebebini daha da önemli hale getirmiştir.

Diğer sebepleri arasında ise çocukların, dinamikleri her gün değişen bir dünyada yeniliklere açık olması, kolaylıkla uyum gösterebilmesi ve küresel çapta ağ oluşturabilmesi öne çıkıyor. Ayrıca, mali konular da yurt dışındaki eğitim seçeneklerini değerlendirmelerindeki önemli faktörler arasında yer alıyor.
Test Education Centre’ın Kurucusu Fulya Yalezan ise konuyu şu sözlerle özetliyor: “Ebeveynlerin yurt dışındaki eğitim seçeneklerine yönelmelerindeki nedenlerden biri de maliyet. Son dönemde Türkiye’de eğitim sektöründe yükselişe geçen maliyetler, yurt dışındaki okulları daha cazip hale getiriyor. Öte yandan, yurt dışındaki eğitimin sunduğu kalite ve çeşitlilik de belirleyici bir rol oynuyor. Farklı ülkelerdeki eğitim kurumlarının sunduğu eğitim standartları, uluslararası akreditasyonlar, öğrenci yaşamı ve kültürel deneyimler gibi etkenler de bu faktörler arasında yer alıyor.”

“Yurt dışı eğitiminde güvenilir ve etkili yolları keşfetmelerini sağlıyoruz”

İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerini yatılı veya gündüzlü eğitim veren okullara yerleştirme, yurt dışı üniversite danışmanlığı, staj ya da okul dışı etkinlik hizmetleri veren Test Education Centre’ın Kurucusu Fulya Yalezan:

“Genellikle yüksek öğrenim için başka ülkelerdeki okullar tercih edilse de çocukların birey olma ve kariyerlerine giden yolu başarılı bir şekilde inşa etmelerinde, kabuklarını erken yaşta kırıp yurt dışında eğitim almalarının birçok faydası bulunuyor. Bunların arasında farklı kültürleri tanımak, uluslararası bireylere dönüşmek ve global ağlar oluşturmak bulunurken, meslek hayatlarına dünya standartlarında eğitim alarak atılmak da birinci sırada yer alıyor. Biz de 25 yıllık deneyimimizden hareketle her yaştan adayın, eğitim ihtiyacını tarafsız ve bireyselleştirilmiş bir yaklaşımla karşılıyoruz. Ebeveynlerin çocuklarının geleceğini şekillendirmeleri için güvenilir ve etkili yolları keşfetmesini sağlıyoruz. Uluslararası seyahat özgürlüğümüzün avantajıyla öğrencilere önerdiğimiz tüm okulları portföyümüze almadan önce, kendimiz ailelerin kriterlerine uygun olarak inceleyebiliyoruz. Ayrıca, öğrencilerimizi yerleştirdikten sonra okullarında ve yurtlarında ziyaret ederek yardımcı oluyoruz” ifadelerini kullandı.

“Her öğrencimize özel yol haritası oluşturuyoruz”

Anlaşmalı ve anlaşmasız tüm eğitim kurumları için tarafsız danışmanlık vererek öğrencilerin bütçe, hedef ve hayalini ön planda tuttuklarını söyleyen Fulya Yalezan, “İlkokul ve ortaokul danışmanlık hizmetlerimizle öğrencilerin yurt dışındaki eğitim yolculuğunu başarılı ve sağlıklı bir şekilde yönetmelerini sağlıyoruz. Uygun okulları belirleyip, öğrencilere yetkinlik kazanma, evrak toplama, mülakata hazırlanma gibi süreçlerde rehberlik ediyoruz. Öğrencilerimizi yerleştirdikten sonra okullarında ve yurtlarında ziyaret ederek yardımcı oluyoruz” diyerek sözlerine şunları ekledi:

“Lise çağındaki öğrencilerimizin kabul süreçlerinin tüm aşamalarında eşlik ediyoruz. Onların zamanına uygun olarak, akademik destek, zenginleştirme ve iyileştirme içerikli danışmanlık görüşmeleri yapıyoruz. Üniversiteye girişlerine iki yıl öncesinden başlayarak lisans programlarına hazırlamalarına yardım ediyoruz. Her birinin özel ihtiyaçlarına odaklanarak dil eğitiminden sınav hazırlıklarına kadar destekliyoruz. Kariyer yolculuğuna ışık tutarak, akademik başarılarına değer katan bir hizmet sunuyoruz.”

“Öğrencileri hayata hazırlıyoruz”

Test Education Centre’ın Kurucusu Fulya Yalezan, “Öğrencileri sadece ders kitaplarına değil, aynı zamanda renkli, heyecan verici ve öğretici deneyimlere odaklanmanın da önemli olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden, eğitim dışı etkinliklerle çocukların hayata dair tutkularını keşfetmelerine aracılık ediyoruz. 12-18 yaş aralığındaki gençlere University College London (UCL) ev sahipliğinde düzenlenen 15 farklı alandaki staj programlarıyla kariyer deneyimi sunuyoruz. Bu sayede potansiyellerini en üst seviyeye ulaştırırken, meslek hayatları için sağlam bir temel oluşturuyoruz. ICEF onaylı eğitim danışmanlığı şirketi olarak, akademik ve süreç koçluğu yapıyor, güvenilir bir eğitim yolculuğu vaat ediyoruz” şeklinde konuştu.

Mesleğimin temel taşı olan 18 yaş altı yurtdışı eğitim talebindeki artış en hızlı yatılı okullar sektöründe yaşanıyor. Son dönemde bu konu ülkemizin aldığı göçün toplumumuza verdiği orta ve uzun vadeli zararlarla bir arada beyin göçü başlığı altında ele alınıyor.

Ben de ülkemizin aldığı niteliksiz göçün halihazırda ‘engelli’ konumunda olan eğitim sistemimizi öldürdüğünü ileri sürüyorum. Müfredat ve öğretmen özgürlüğünün öneminden bahsetmenin imkânsızlığı içinde kıvranırken. Matematiği formül ezberleterek öğreten bir “Milli eğitim ”in Beden Eğitimi gibi dünyada mecbur tutulan bir dersi, dini inanışı yükseltmek adına seçmeli ders statüsüne sokması, liyakati yurtdışından satın almaya mecbur bırakıyor.

Eğitim sistemi çöküşün baş mimarı

Mevcut eğitim sistemimiz ülkemizin en büyük acısı, en büyük felaketi, bu büyük çöküşün de baş mimarı. Daha medyatik bir dille ifade edecek olursam, Dilan Polatlar da eğitim sistemimizin suçu Adnan Oktar da. Deprem kayıplarımız da göç sorunumuz da. Halkımız ya da entelektüel camiamız durum dünyada nasıl hiç merak ediyor mu? Her şey dönüp dolaşıp eğitim sistemine bağlandığı için tıkanan ülkemizde, sizinle dünyadaki pek çok eğitim sistemini çok iyi bilen, incelemiş, öğrenci göndermiş, eğitim kurmaylarıyla bir araya gelmiş, eğitimin sektöründe siyasetini yapmış birisi olarak bir araya gelmek ülkemizin ‘brain drain’ Beyin Göçü, Decadence, sosyal çürüyüşü, cultural erosion, kültür erozyonu ve ‘destruction of a nation building’ ulus inşasının çöküşü gibi ana başlıklar altında yıllardır dünyayla konuştuğumuz konuları konuşmak istedim.

Yurt dışında okumak isteyenlerin önü kapanmakta

Öncelikle, tek bir data ile yola çıkarsak; Türkiye İstatistik Kurumu ve Birleşmiş Milletler ‘in son raporlarına göre, Türkiye’den yurt dışına göç eden kişi sayısının son yıllarda önemli bir artış gösterdiğini görmekteyiz. 2022 yılında bir önceki yıla göre %62,3 artarak 466 bin 914 kişi göç etmiştir. Özellikle, İstanbul’un nüfusunda yaşanan azalma ve göç eden nüfusun nitelikleri konuları, ülkemizin demografik yapı ve ekonomik durumu üzerinde önemli etkilere sahiptir. Tam da bu konuda, 15 Mart Cuma günü, YÖK aldığı şok bir kararla yurt dışına gidişleri durdurmak üzere yurtdışında okumak isteyen öğrencilere iki baraj getirdi. Bu tam bir insan hakları ihlali ve hatta Türkiye’yi içe kapatma çabasıdır.

Göç olayı ülkeye zarar vermekte

Aldığımız göçün genç, bekar ve niteliksizliği karşısında verdiğimiz göçün yetişmiş, kalifiye ve daha da acısı ‘ailecek’ olması, ülkemizdeki siyasi iklimin liyakatsizliği, konjonktürün bulanıklığı, Covid sonrası dünyada yetişmiş insan gücüne yönelik talep patlaması ve ardından gelen recession ile birlikte durumun vahametinin altını çizmek istiyorum.  Ayrıca, göçün sadece ekonomik nedenlerle değil, aynı zamanda sosyo-kültürel faktörlerle de ilişkili olduğunu siz de takdir edersiniz. Bu durum, ülkemiz insanının ahvalini güvenlik, refah, sosyal güvence ve gelecek kaygıları ile ilgili daha derinlemesine incelemeyi gerektirmektedir. Bu konuda araştırma yapmak isteyen ülkemizin değerli kalkınma ekonomistlerinin önleri kesilmektedir. Dolayısıyla da iş benim gibi uluslararası eğitim danışmanlarına düşmektedir. Ancak bu misyonu sizler aracılığıyla sesimizi duyurarak tamamlayabiliriz. Medyanın eğitim sesi yok ya da çok cılız maalesef. 

Uludağ Ekonomi Zirvesi

Diğer yandan, uluslararası eğitim ve işgücü piyasasındaki değişimler, “skill depletion” gibi konuları da gündeme getirmektedir. Bu noktada, uluslararası eğitim ile yerel ihtiyaçlar arasındaki dengeyi sağlamak ve uluslararası işgücü piyasasına entegrasyonu artırmak önem taşımaktadır. Tam da burada yurtdışı eğitimin artıları devreye girmektedir. Bu kariyerimin merkezinde olan konuyu 25-28 Nisan 2024 tarihlerinde konuşmacı olarak davetli olduğum Sapanca NG Hotel’de gerçekleştirilecek olan Uludağ Ekonomi Zirvesi açılış panelinde detaylarıyla ele alacağım.  Zirveye benimle birlikte ayni konuyu konuşmak üzere, ABD’den Profesör Dr. Selçuk Şirin ve Sunay Akın’da katılacaklar. Bu panelin moderatörlüğünü Pegasus Havayollari CEO’su Mehmet Nane yapacak.

Ülkemizi yeniden cazip hale getirmeliyiz

Tüm bu başlıkları ya da sizde merak uyandıran başkalarını, Uluslararası eğitim ve işgücü pazarının dinamikleriyle, yerel ihtiyaçlarda denge ve entegrasyonu artırmak kalkınmamızın sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Bu noktada, yurtdışında eğitim alan gençlerimizin sahip olduğu avantajları değerlendirmemiz gerekiyor. Onlar için ülkemizi yeniden cazip hale getirmeliyiz. Çocukluğumun 23 Nisan ruhunu canlandırmak, 19 Mayıs heyecanını tazelemek mecburiyetindeyiz. Bu bayramlar, Önderimiz Atatürk’ün iş olsun takvim dolsun diye karara bağladığı etkinlikler değildir.  Bu dinamizmi yaşatmazsak nüfusunun büyük çoğunluğu ‘genç’ olarak tanımlanan ülkemizin herhangi bir alanda şaha kalkması, atılım yapması, sadece kısıtlı bir alanda olacaktır. İlk ve en önemli sebebi yukarda söylediğim satın alınan liyakattir.

Liyakat yaratılır satın alınmaz.

Şahsen kız çocukları ve özellikle de Kocaeli ilindeki sosyokültürel düzeyi ülke ortalamasının altındaki ailelerle özel olarak ilgileniyorum. Bazı dernekler ve bireylerin yardım kampanyalarına destek oluyor, isimsiz burslar veriyorum. Yerel siyasetin bile isteye ülkenin kalkınmasının önünde bir baraj olarak tasarlanıp oynandığı ülkemizde milli eğitim politikamız dünyanın çok gerisinde ve maalesef yetişmiş zeki insan gücümüzü kaybetmemizin ikinci büyük sebebi, birincisi zaten siyasal iklim.

Ben 23 Nisanları 10 yaşıma kadar yaşadım. O zamanlar stadyumlarda kutlamalar ilçelerde tüm okulların bir araya geldiği şölenler, şenlikler yarışmalar yapılırdı. Ben hep korodaydım, şarkı türkü söylemeyi çok severdim, hala da öyle. Kızım da müzik alanına profesyonel olarak yöneldi. 23 Nisan benim için doya doya yasayamadığımdan olsa gerek hem buruk hem sevgili bir duygudur bu yüzden. Çocuklarımızın bu bayramlardan bile bile mahrum bırakılmalarına içten üzülüyorum.’’

Bu haberi paylaş
Yazar Batı Yakası TV Editör
Takip Et:
Batı Yakası TV - Bölgenin Tek İnternet Televizyonu
yorum Yap