DÜNDEN YARINA GELECEK YAŞAM (6)

adminbati
adminbati
3 Min Okuma

İnsanlık , başlangıcından günümüzde toplumların temelinde insanların iletişim için çabaladı…  Tarım toplumunda haberleşme sistemi “zenginler, soylular,  nüfuzlu insanlar” yararlanırdı. Toplumun büyük çoğunluğunun bu sistemden yararlanma imkanı yoktu. Haberleşme, sistemdeki elit sınıfın silahıydı. Tarım toplumu ilk evreleri özellikle haberleşmek için insanlar “aile-köy” sınırı içinde biraraya gelirdi. Endüstri toplumunda dahi geri kalmış ülkeler statüsü diye adlandırılan ülkelerde ki hem tarım hem de endüstri toplumu ilişkileri içindeki ülkelerde aile birliği öne çıkar. Endüstriyel ilişkilerin ileri aşamasında iletişim; dijital platformda daha da yaygın hal aldı. Böylece tarım toplumundaki haberleşmenin tekelleşmesi de yıkılmış oldu. Teknoloji ve seri üretim ile kitlesel haberleşme yaygın hal aldı. İlkel ve Tarım toplumunda bilgi aktarımı basitti.

Endüstri toplumu ile posta hizmetleri gelişti.1955 yılı sonrasında endüstri uygarlığının ötesine geçen “yeni uygarlık” sürecinde iletişim çok yönlü araçlarla zirveye vardı. Haberleşme yükü artarken 19.yy sadece yazı yoluyla değil artık telefon ve telgraf bu işlevi üstlendi. Gazeteler, dergiler, günlük hayatın bir parçasıdır. Gazeteden, radyoya,  TV’den, sinemaya kadar kitlesel haberleşme araçları fabrikasyon prensipler üzerine dayandırılmıştır. Geniş ve güçlü bir dağıtım-iletişim ağı olmasaydı, endüstri uygarlığının şekillenmesi gelişmesi yeterince güvenli şekilde çalışması mümkün olamazdı. Endüstri toplumlarında enformasyon bilgi ve veri yayma ağı yaratıldı. Teknosfer, zenginliği üretir-dağıtır.

Enfosfer ise sistemin çalışmasını sağlayıp, bilginin üretilip dağıtılmasını sağlar. Hepsi bir araya geldiğinde endüstri toplum uygarlığında bir toplumunda mimari temelini oluşturur. Endüstri uygarlığında, herkes için barış, uyum, iş zenginlik eşitliği veya fırsatı geçmiş dönemin yaşanan sorunların çözümü olacağına inanılırdı…Bugün için ise endüstri uygarlığı “baskıcı-ekolojik açıdan zarar verici ,savaş, eşitsizlik, işgalci hal aldı. Endüstri uygarlığının yaşamı parçalayan iki kısmı ÜRETİM ve TÜKETİM alanıdır. Tarım toplumlarında halkın büyük kısmı topluluklar halinde köylülerden oluşurdu. Üretenler, tüketirken artan üretimi PAZARLAMA yolu yoktu. Ticaret yapılan ürün miktarı çok azdı. Tarım toplumunda pazara bağlı yaşayan nüfus azdı. Kendi yağıyla kavrulan toplumlar endüstri devrimi ile değişime uğradı. Yiyecek, ürün, hizmetler satışa ve takasa açık hale geldi. Üretici sadece kendi ihtiyacı için değil herkesin ihtiyacına alan oluştu.

Endüstri devrimi üretici ve tüketiciyi  ayırdı…Tarım toplumu BİRLİK RUHUNU, endüstri toplumu BİREYSELLİK RUHUNU başlattı. Ekonomi, artık pazara uydurulmak zorunluydu. Yani kazanç ekonomisi…  Üretim, ticaret amacı güder oldu. Böylece insanlar PARA SİSTEMİNE çekildi. Parasal kaygılar yükselirken, pazar hacmiyle ölçülen ekonomik gelişimi en öncelikli hedef oldu. Pazarın yaygınlaşması yaşam standartları değişti. Üreticiler, daha fazla kazanç isterken, tüketiciler, daha ucuz satın alış peşindeydi. Sınıfsal farklılıklar derinleşip, sınıf mücadelesi siyasal mücadelenin de temelini oluşturdu. Tüketim çılgınlığı artıyor, zamlar yüksek fiyatlar yeni tartışmalar isyanlar oluşturdu. Giderek toplumsal yapıda “insanlar arasında NAKİT PARA /KİŞİSEL ÇIKAR ilişkisinden başka bir şey bırakmadı “diyen Marks’ın Komünist Manifestosu gerçekleşti. Özel ilişkiler, aile bağları, sevgi, dostluk, komşuluk ilişkileri ve yerel halk arasında dayanışma, bu ticari çıkarlar yüzünden tamamen bozuk ve yozlaşmış hale geldi…

Murat KAYA Eğitimci-Yazar

Bu haberi paylaş
yorum Yap