UZAKTAN ÇALIŞMANIN MALİYETİNİ ÇALIŞAN KARŞILIYOR

Batı Yakası TV
Batı Yakası TV  - Editör
4 Min Okuma

Uzaktan çalışma sürecinde işverenler önemli maliyet kalemlerinden kurtulurken çalışanın yükü ağırlaştı.

 Dünyanın pek çok yerinde alternatif bir çalışma sistemi olarak görülen uzaktan çalışma, çok sayıda şirkette insan kaynakları politikası haline geldi. Ancak ülkemizde uzaktan çalışma sistemi için yeterli hukuki düzenlemenin olmaması çalışanların önemli hak kayıplarına uğramasına neden oluyor. Kocaeli Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik’e göre Türkiye’deki uzaktan çalışma sistemi uygulamalarında, çalışanın hem maddi hem manevi kaybı büyük.

 Uzaktan çalışma sisteminin çalışanlar ve işverenler açısından, çeşitli avantajları ve dezavantajları bulunuyor. İş yerine gidip gelmek için harcanan zamanın çalışana kalması, ev ortamının konforu, çalışma zamanının ve planlamasının çalışan kontrolünde olması, çalışan için bir süre avantaj gibi görülse de zamanla dezavantaja dönüşüyor. Evin bir kısmı aile bireylerinin kullanımı dışında kalıyor, üstüne üstlük işyerinde işverenin karşılaması gereken giderlerin bir kısmı da aile bütçesine yük oluyor.  İşveren için ise en önemli avantaj, ofis ya da işyeri olarak kullanılacak mekan maliyetinin çalışana yüklenmesi oluyor.

 İş, özel yaşamı kuşatıyor

Bu çalışma şeklinde çalışanın aile bireylerinin de ister istemez iş ilişkisine dahil olduğunu kaydeden Prof. Dr.  Çelik, uzaktan çalışma sürecinde işin özel yaşamı kuşattığını, aile bireylerinin evdeki özgürlüklerinin kısıtlandığını kaydetti. Çelik, uzaktan çalışmada çalışanın dezavantajlarının fazla olduğunu belirterek  şunları söyledi:

 Maliyetler çalışanın üzerine yükleniyor

 “İşveren ofise gittiğinizde size ofis ya da fabrika ve iş araçları sağlamak zorunda. Uzaktan çalışmada bunlar belirsizleşiyor. Mesela artık ofis ya da fabrika söz konusu değil işveren açısından. Onun maliyetinden kurtuluyor ama sizin kiranızın bir bölümünü ödüyor mu? Çünkü siz o evin bir odasını çalışma mekânı olarak kullanıyorsunuz. Dolayısıyla işveren açısından bu sevimli bir şey. Çünkü ofis maliyetlerini azaltıyor. Küçülen şirketlerin çok önemli bir bölümü artık ofis kullanmıyor. Bunun yerine ortak ofis kullanıyorlar. Dolaysıyla siz evin bir bölümünü belli sürelerle işyeri olarak kullandığınızda burada karşınıza çıkacak sorun kira maliyeti ya da oranın maliyeti. Sabit harcamaları, elektrik, ısınma ve benzeri giderler eğer işverenin karşılamasına dair özel bir sözleşme yoksa çalışanın cebinden çıkıyor. Dolayısıyla çalışan açısından dezavantaj, işveren açısından avantaj haline geliyor.

 Mesai kavramı ortadan kalktı

En önemlisi de şu, bir ofis ya da fabrika çalışmasında, çalışma saatleri dışındaki çalışmanız fazla çalışmadır ama şimdi iletişim araçları vesilesiyle, her an her yerde çalışana ulaşmak mümkün. Ancak çalışanın, çalışma saatleri dışında erişilemedi hakkı vardır. İşveren onu çalışma saatleri dışında arayıp yeni bir işi kendi iradesi dışında yaptırmamalıdır.”

 Türkiye’de uzaktan çalışmayla ilgili doğrudan bir kanun yok, yönetmelik yetersiz

Türkiye’de uzaktan çalışma sistemi ile ilgili koruyucu bir düzenleme bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Çelik, Uzaktan Çalışma Yönetmeliği ile çalışma şartlarının büyük ölçüde işverenin belirlediği iş sözleşmelerine bırakıldığını söyledi. Konuyla ilgili mevzuatta koruyucu bir düzenleme yapılması gerektiğini vurgulayan Çelik, Avrupa Birliği ülkelerinde hem mevzuat hem de toplu sözleşmelerle, uzaktan çalışmayı koruyucu düzenlemeler bulunduğunu kaydetti. Prof. Dr. Aziz Çelik, uzaktan çalışma sisteminin Avrupa’da sendikaların gündeminde olduğunu ancak Türkiye’de sendikaların gündeminde olmadığını, bunun da uzaktan çalışanların çoğunun sendika üyesi olmamasından kaynaklandığını ifade etti.

Bu haberi paylaş
Yazar Batı Yakası TV Editör
Takip Et:
Batı Yakası TV - Bölgenin Tek İnternet Televizyonu
yorum Yap